Dün akşam ilk sonuçların açıklanmaya başlamasıyla ülke genelinde sevinç yaşandı. Türkiye'nin son dönemlerde bahar tadında sevince ve mutluluğa çok ihtiyacı vardı. Mayıs 2023 seçimlerinde derin hayal kırıklığı yaşayan halk, iktidar partisine adeta cezayı kesti.

Kendini yenilmez sanan liderler, iktidarlar gün gelir siyasi mezarlığa gömülebilirler. Tarihte bunun örneklerini biliyoruz. Yok olmaz dediğimiz partilerin tabelasının kalmadığını yakın tarihte gördük. Kıbrıs Harekatı'nın başarılı liderlerinden merhum Ecevit ve merhum Erbakan dönemlerinde etkin siyaset sergilerken bir anda tarihin tozlu raflarına kaldırıldılar. Keza merhum Özal'ın ve Demirel'in de partisi dağıldı.

Tarih yapılanları asla unutmaz ve daima anar. Devrim niteliğinde sundukları hizmetler ve Türkiye demokrasisi açısından önem kazanan hamlelerin müsebbibi partilerin bile adı silindi.

Her siyasi partinin raf ömrü vardır...

Türkiye'de demokrasi erozyonu 31 Mart 2024 seçimlerinde sona ermiştir. Sandık sonuçları otorite rejimlerin de yenilebileceğini gösteriyor.

Yerel seçimlerin başarısı uzun vadede siyasetin alanını açtı. İktidar kaybetti, muhalefet kazandı.

10 ay önce genel seçimi rahat kazanan Cumhur İttifakı'nın yerel seçimde ağır yenilgiye uğramasının nedenleri ne olabilir?

CHP'nin yerel seçimde sağ partilerle ittifak yapmaması olabilir mi? Sayın Akşener'in "İttifak yanlışmış" demesi, CHP'nin Türkiye siyasi geleceğine özveride bulunduğunun farkına varılmasını mı sağladı.

Beş yıldır yola girmeyen kötü ekonomi yönetimi ve sonucu olarak halkın hızla artan yoksulluğu mu Erdoğan'ın yenilgisini arttırdı.

O'nun aşırı İstanbul hevesi, 28 Mayıs akşamı Cumhurbaşkanlığı seçiminin gururunu yaşamadan İstanbul'u geri almayı hedeflediğini söylemişti. O günden beri de her fırsatta, her yerde dilinden düşmedi. Bakanlarla birlikte sahalara indi. Maliye Bakanı kötü ekonomiyi bir nebze olsun düzeltemeden, istikrarsız enflasyon ve fiyat artışlarına rağmen İstanbul için oy istedi.

İstanbul'u kazanmak için Gazze edebiyatı yaparken, İsrail ile ticarete sınır konmadı.

Ekonomik krize çözüm yerine popülist yalanlar bir işe yaramadı. Bir yandan da sosyal medyada asılsız yalanlar yayılırken, kredisi engellenen, toplantılara çağrılmayan İmamoğlu tüm enerjisi ile sahalardaydı.

Keza Mansur Yavaş ve diğer başkan adayları yılmadan sevgi dilinin hakim olduğu seçim propagandasını yürüttüler.

Sayın Erdoğan'ın devletin başı olan siyasi mekanizmanın en üst seviyesinde Cumhurbaşkanı sıfatıyla kalmak yerine muhtar adayı gibi oy toplaması siyasi vasfında zayıflığa neden olduğunu düşünüyorum. Özellikle incitici ve kendisine yakışmayan, oyuncak fırlatma gerçekten fecaattı.

Vatandaşın kırmızı karta dönen sarı kart göstermesi, bütün bunların paket halinde sunulması ile gerçekleşti. Kötü ekonomi, liyakatsiz kadrolar, ucuz siyaset, yargıda infaz, demokrasi erozyonu; İmamoğlu'nu Kurum'a karşı değil Mansur Yavaş'ı Altınok'a karşı değil Erdoğan'a karşı kazandırmıştır.

AKP VE CUMHUR İTTİFAKI AĞIR YENİLGİSİ SİYASETTE SARSICI VE GELECEĞİ ETKİLEYECEK SONUÇLAR DOĞURACAKTIR...

Bahar tadını hissettiğim bugünlerde yazdığım bir şiirimi bırakmak istiyorum. Umarım umudun kapısını aralar...

Umut Saçan Yarınlar

Bir sabah yayılır bahar

Öpersin kanadından kuşun

Çiçek açmış dallara sarılır yüreğin

Başak bereketi biter toprakta

Papatyalar serilir önüne

"Sana söz bahar gelecek" demişlerdi

Çiğdem gülümser

Nergis gülümser

Güneş gülümser

Umut gülümser

Karanfil gülümser

Erguvanlar arasında

Avuçlarının içini öpeyim toprak...