"Yumurta dıştan bir güçle kırılırsa yaşam son bulur, içten bir güçle kırılırsa yaşam başlar; zira sahih dönüşümler hep içten gelir."

İbn Rüşd değişimi, dönüşümü böyle ifade etmiş...

Ülkemizde yapılmak istenen değişimler hep yukarıdan projelendirildiğinden sonuç hep akim kaldı.

Malumunuz İbibik kuşunun yuvası çok kokar.

Zavallı İbibik kuşu yumurtalarından çıkan yavrularını yuvadan uçuracağı gün, yavruları;

- Anne bizim yuvamız neden kokuyor demişler.

İbibik kuşu yuva değiştirmeye, hatta Akdeniz üzerinden geçerek Afrika sahillerinde yavrulamaya karar vermiş.

Bunda da amacı denizin aşırı tuzlu suyunun buharlaşmasından faydalanarak üzerindeki kötü kokunun gitmesini sağlamakmış...

Bu amaçla çırpına çırpına uçarak Akdenizi geçmiş, kıyıya geldiğinde bir ağaca yuvasını kurmuş ve yumurtlamış...

Aylar sonra yavrularını yuvadan uçuracak, yavrular hep bir ağızdan seslenmişler.

-Anne bizim yuvamız neden kokuyor?..

Devamlı yuva değiştirmesine rağmen, yuvada zamanla meydana gelen koku, ona da dayanılmaz geliyormuş.

Yaşlı, akıllı ve tecrübeli bir anne olan ibibik kuşu, yavrularına hitaben;

-Evlâtlar; bizde bu huy ve bu kıç olduktan sonra nereye gitsek kokuturuz. Koku yuvadan değil, bizden geliyor" demiş.

- Ey!.. İbibik kuşu; sen her yuva değiştirişinde aslında hiçbir şey değişmiyor!..

Yani sen ey İbibik kuşu;

Çevreni değil, kendini değiştir.

Bu ülkenin gerçek anlamda kurtuluşu "demokraside." Onu da kokuttuk...

Hep değişim istedik, dönüşüm yaptık. Bu gidişin sonunda da değişen bir şey olmayacak. Kokan, kokutan da biziz .

Sistemin değişmesi gerek. Bunun için de kendini yenile...

Ve sen ey İbibik kuşu; "her hıyarı olana tuz alıp seğirtme!.."

İnsanlığın yaşaması için sen hep yaşa ibibik kuşu... Sen var olasın...

Selâm ve duâmız seninle...