TBMM’de 3 konu tartışılmaya başlandıysa kesin sonuca varır…

Biri seçimdir, Meclis’teki siyasi partilerden biri tarafından dile getirildi mi, tüpten çıkmış macun gibi içeri girmesi zor olur…

En iyi örnek yakın geçmişte MHP lideri Bahçeli’nin “seçim” sözünün yetmiş olmasıdır.

İkincisi, tezkere ve bedelli askerliktir…

Dönemin Başbakanı’nın ‘seçim sonrası bakacağız’ cümlesi çıkması için yeterli olduğuna yakın geçmişte tanıklık edilmiştir…

Sonuncusu ise af veya ceza indirimidir…

Azınlığın kararlı tutumunun, çoğunluğun gevşek muhalefeti karşısında ne denli sonuç aldığı Rahşan Affı'nda da sonrasındaki çek-senet affında da kendini göstermiştir.

Dolayısıyla MHP’nin getireceğini söylediği, kamuoyuna “af …” diye yansıyan düzenleme eninde sonunda Meclis’ten çıkacaktır…

Ancak MHP’nin getireceği kadar, doğacağın ne olacağı da mühimdir...

Çünkü Meclis’te bu yöndeki teklifler bir anda “çıfıt çarşısına” döner, herkes kendi seçmeninin beklentisini önceler, sonuçta kapsamı genişleyen içinden çıkılmaz hal alır...

Buna ilişkin en iyi örnek son dönem “imar barışı” adı altında çıkarılan “koşulsuz imar affıdır…”

MHP’nin koalisyon ortağı olduğu dönemde, tüm muhalefetine rağmen TBMM’ye getirilen sonuçta genel affa dönüşen “Rahşan Affı” bunun bir başka örneğidir.

O nedenle MHP’nin getirmek istediği kadar, hedefinin ne olduğu ve teklifine yapılacak eklemeleri ne derece engelleyebileceği de mühimdir…

Yani, bir genel af; özel af veya ceza indirimi düzenlemesiyle hedefinin ne olduğunu kamuoyuna iyi anlatmalıdır.

Ya da yapılan zammı, fiyat düzenlemesi diye sunmak ne toplumda anlama geliyorsa, yapılacak ceza düzenlemesi de o anlama gelir; adı af olur.

GENEL VE ÖZEL YOK

Nitekim dün MHP’nin konu üzerinde çalışan Hukuk ve Seçim İşlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız da sohbetimizde açıkça belirtti ki MHP’nin hedefi genel veya özel af değil…

Ne bir defaya mahsus cezanın tüm sonuçlarını ortadan kaldıran genel aftan söz ediyor.

Ne de kesinleşmiş hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinden vazgeçilerek suçlunun salıverilmesini sağlayacak ceza hukuku kurumundan, özel aftan bahis açıyor...

Hapiste kalma süresini kısıtlayacak, ceza infaz rejimi ilkeleri ile kamu davası açılmasını engelleyecek düzenleme öngörüyor.

Ceza Muhakemeleri Kanunu (5271) ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’da (5275) değişiklik yapmayı amaçlıyor.

Bugün var olan ceza indirimi öngörüyor.

Bu aşamada Feti Yıldız’a, vermiş olduğu bir demeçteki tekliflerinin 360 milletvekiline ihtiyaç duyulduğuna dönük sözlerini anımsattım.

Bunun ancak genel veya özel af halinde geçerli olacağına, ceza indiriminde ise 360 milletvekiline ihtiyaç duyulmadığına dikkat çektim.

Yıldız, “Amacımız o değil; Habertürk’te yer alan sözlerim doğru olandır, sadece belli suçlarda ceza indirimi istiyoruz, genel af değil” dedi.

Sadece kapsam dışında kalacak suçları belirlediklerine vurgu yaptı.

SOSYAL PSİKOLOJİK EŞİK

Ancak, bir ceza miktarı suçlunun suçu bir daha işlememesini engelleyecek psikolojik sınıra göre tayin edilir.

O nedenle ceza indirimi yapılırken kriminologlar veya sosyal psikologlarla çalışmak yarar getirir.

Çünkü indirimin, suçluyu bir daha o suçu işlememe konusunda ne derece caydıracağı kadar, suçun işlendiği şahısın vicdanının da kabul edeceği miktar kadar olmalıdır.

TOBB ETÜ’den Ceza Hukukçusu Doç. Dr. Olgun Değirmenci, dünkü sohbetimizde bugüne kadarki indirimler ve aflarda işin sosyal psikolojik boyutuna dikkat edilmediğini söyledi.

Hapisten çıkan kişi bir daha suç işlemese dahi, kanunsuzluğu işlemeye yatkın bir başkasında “suç işlesem ne olacak, yine af çıkar yırtarım” algısını yarattı.

Suçun yapılabilirliğini kolaylaştırdı.

Hepsinden önemlisi, ceza kanunlarının yaptırım gücünü zayıflattı...

Yıldız’a bunları aktardığımda, yanıtı şöyle oldu:

“Bir çalışmanın yapılması gerektiğini biz de savunuyoruz, o nedenle hangi suçları kapsamayacağını belirlemekle yetindik. Kapsama alınacaklardaki ıslah şartını belirlemedik. Konunun uzmanları ve diğer partilerle belirlemek istedik...”

TEKLİFE DESTEK!..

Teklife diğer partilerin nasıl baktığına gelirsek…

AK Parti, “Gündemimizde af yok” pozisyonunu koruyor, yarın yapacağı MYK’da meseleyi masaya yatırdıktan sonra ele almayı planlıyor.

Çünkü kamuoyu araştırma şirketleri seçim öncesi, “af vaadinde bulunmasını” önerdiği AK Parti sıcak bakmazken, MHP gündeme getirmişti.

CHP ise sözcüsü Faik Öztrak’ın da dün belirttiği gibi “rüşvet, yolsuzluk ve devlet malını çalma” ile ilgili suçların da kapsam içine alınabileceği, genişleyip öngörülmez hale geleceğinden endişe duyuyor.

Rahşan Affı toplum hafızasında yerini koruduğu ve seçim sathına girildiği dönemde siyaset, yemeden önce yoğurdu üflüyor…