Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kanal İstanbul" dediği an CHP bilindik tavrıyla ortaya düştü ve "Yaptırmayız" demeye başladı. Halbuki bir muhalefet partisine düşen görev "Yaptırmayız" demek değil, neden yaptırmak istemediklerini halka anlatmaktır. Ancak CHP sürekli görevlerini savsaklayan bir parti görünümünde.

Kanal İstanbul Türkiye'nin ekonomik anlamda kurtuluşu olmaya aday bir projedir. Dünya sermayesini belirli bir bölgede toplamak, belirli bir alanda dünya sermayesinin sahiplerine yeni bir yaşam konsepti sunmak uzun yıllar boyunca ülkemizi iktisadi olarak taşıyabilir ve dış borç ödeme derdinden kurtarabilir.

ABD ve İngiltere'de de uluslararası dikkati çekmek için bu tip ada/adacık/şehirler vardır ve bunların tek etkisi maddi getiridir. Yani Kanal İstanbul yüzünden Türkiye parçalanmaz, bölünmez. Sadece para kazanır.

Bu projeler vizyon projeleridir ve küreselleşen dünyada, yeni arayışlar içinde hareket halinde olan sermayeye hitap eder.

Lojistik önemli bir meseledir. Zaman zaman 2 hafta değil 1 saat bile önemlidir. Boğazın girişinde bekleme sürelerinin 2 haftaya kadar çıktığı bir gerçekten, Kanal İstanbul'un bu anlamda da tercih sebebi olarak para kazanacağı açıktır.

Hem geçişlerden alınacak para hem ortaya çıkacak adanın cazibe merkezi haline getirilmesi sonucu oluşacak milli rant iyi değerlendirilirse Türkiye bir çok sorunundan kurtulabilir.

Muhalefet sadece karşı koymak için değil; aynı zamanda doğruyu birlikte aramak, memleketin hayrına çalışmak, iktidara milli konularda destek olmak da demektir. Dolayısıyla sadece sözden ibaret ve içinde bir vizyon barındırmayan bu muhalefet anlayışı hem siyasi partilere hem de Türkiye'ye kaybettirir.