Eeeeeyyyyy milleeeeet!..

Bu kardeşinizi iyi dinleyin;

Söylediklerimde zerre kadar hile hurda yok...

Sizi aptalca dizi ve programlarla uyutan sözde yazılı ve görsel basının yalanlarına kulaklarınızı tıkayın...

Bu sıralar yine moda...

Biliyorum; ama...

Sizden ricam;

Artık yeter!..

Şakşakçı olmayın!..

Yalakalık yapmayın!..

Siyasetçilerin marabası olmayın...

Kapatmayın gözlerinizi doğruya...

Gören gözlere kör demeyin...

Birlik olun...

Komşunuz açken tok yatmayın...

Hak yemeyin...

Haram yemeyin...

Vatanınızı, milletinizi sevin...

Din tacirine gitmeyin...

Haramı helal yapan sahtekarlardan uzak durun...

Aldanmayın...

Aldatmayın...

Siz eeeyyy siyasetçiler;

Bu cennet vatan, uçurumun kenarına gelmiş...

Birbirinize kinle, nefretle söylemleri bırakın...

Birlik olunması gereken bir zamanda hala siyasi bölücülük yapmayın...

Etmeyin, tutmayın!..

Bu milleti uçurumdan atmayın...

Sizin gündeminizde;

Ocağına ateş düşen aileler...

Terör...

Ülkemizi saran savaş rüzgarları...

Dostu olmayan dış ilişkiler...

Diş bileyen düşman...

Çöken ekonomi...

Borçla yaşam...

Dövize endeksli çarşı-pazar...

Yanan mutfak...

Evine ekmek götüremeyen baba...

Okulunu bitirip iş bulamayan üniversiteli...

Emeklinin perişan hali...

Kredi kartı mağdurları...

İntiharlar...

Aile içi geçimsizlikler...

Boşanmalar...

Şiddetler...

Katliamlar...

Tecavüzler...

Sokak çocukları...

Tinerciler...

Gaspçılar...

Soyguncular...

Virüs belasının her gün aramızdan aldığı canlar...

Suriyelilerin işgal ettiği Türkiye

olsun...

Abarttığımı sanmayın haaa!..

Vallahi de billahi de abartmıyorum...

Daha bunların içinde;

Muskacılık yok...

Üfürükçülük yok...

Cemaatçilik yok...

Din istismarcılığı yok...

Elde Kur’an, dilde yalan yok...

Din adına rant yok...

Sahte peygamberler yok...

Hele hele kadınlar yok...

Hemen her gün yüzü gözü parçalanan kadınlar...

Hemen her gün hunharca öldürülen kadınlar...

Onlar garip...

Onlar kimsesiz...

Tecavüz edilmiş kadınlar yok...

Veeee tecavüz çocukları yok...

Ooffffff, offf...

Faiz yok...

Ölü soyuculuk yok...

Diri soyuculuk yok...

Hırsızlık yok...

Yalakalık yok...

Söyleyin; Allah aşkına doğruyu söyleyin;

Şu tablo iyi bir Türkiye manzarası mı?..

Bakın eeeyyyy millet;

Size bir Bekri Mustafa ile padişah Dördüncü Murat arasında geçen olayı anlatayım da ne demek istediğimi siz anlayın;

Dördüncü Murat taaa şehzadeliği zamanında tanıdığı içkicilerin piri Bekri Mustafa’ya dokunulmamasını emreder ve Bekri'den de gizli içmesini ister...

Gel zaman git zaman bir gün yine karşı karşıya gelirler padişah 4. Murat ile Bekri Mustafa...

Yine bizim Bekri Mustafa, elinde testi, kuytu bir yerde demlenmektedir...

4.Murat ise tebdili kıyafet denetimde...

Görür Bekri’yi ve varır yanına...

Padişahı görünce testiyi arkasına saklar Bekri Mustafa...

Padişah, "Sağ elini uzat" der...

Bekri sağ elindeki testiyi sol eline alır ve uzatır...

Padişah bu kez, "Sol elini de uzat" der.

Bekri testiyi sırtı ile duvara sıkıştırır ve sol elini de uzatır...

Padişah, "İki adım öne gel" deyince, Bekri Mustafa artık dayanamaz ve;

"Benimle oynama Murat, testiyi kırdıracaksın" der...

Ders alınır mı?..

Bilmem...

Hayırlı günler diler, vatandaş Halis Güler...

Selamlar, sevgiler...