Türkiye Futbol Federasyonu aldığı son kararla, önümüzdeki sezondan itibaren takımların 11 yabancı futbolcu ile sahaya çıkmasına imkân sağladı ve böylece son yıllarda yükselişlerini iftiharla seyrettiğimiz Arda Güler, Semih Kılıçsoy ve Yunus Emre Konak gibi genç yıldızlarımızın devamının gelişimine ve vitrine çıkmasına en büyük bariyeri kendi elleriyle koymuş oldu.

Nasıl bir yöneticilik anlayışıdır bu?

Nerede kaldı senin yerli ve milli önceliğin?

Kendi çocuklarının ilerleyişini, kendi aldığın kararla engelliyorsun!

Takımlar sahaya 11 yabancı futbolcu ile çıkabilecek. Peki Türk çocukları kendilerini nasıl ve nerede gösterecek?

Teknik direktör elindeki hazır oyuncuya bakar ve onları sahaya sürer. Eğer 11 yabancı oynayacak durumdaysa takımı onlardan kurar. "Yeni yetişen gençlerimize şans vereyim, onlar da yıldızlarını parlatsın" diye düşünmez, düşünemez. Çünkü kaybetmeyi göze alamaz ve bu insafsız rekabet ortamında, eldeki hazır oyuncularla kendini kurtarmaya çalışır.

Genç oyuncu ne zaman sahaya çıkacaktır, çıkabilecek midir, Allah bilir...

Son yıllardaki kadar beceriksiz ve basiretsiz yönetimler, Türk futboluna daha önceki dönemlerde gelmiş midir bilmiyorum.

Kulüplerin dayatmalarına göre ikide bir yabancı kuralını değiştiren... aldığı harcama limiti kararlarını uygulatamayan... Türk kulüplerinin geniş kadrolarını yabancı çöplüğü haline getirilmesini göz yuman ve kulüplerin yüzmilyonlarca Euro borç batağına saplanmasına seyirci kalan bir idare anlayışından, Türk futboluna ne hayır gelir?

Derde deva olacak, sorunlara çözüm getirecek, hortumu ve yolsuzlukları engelleyecek Kulüpler Yasasını, "Başkanlar ve yöneticiler, kendi dönemlerindeki bütün harcamalardan sorumludur" ilkesiyle TBMM'den geçirmeye yıllarca âciz kalanlardan, Türk futboluna ne hayır gelir?

Artık İstiklal Marşımızı da sahaya çıkan 11 yabancı futbolcu söyler, biz de dinleriz.

Korkarım; yabancı futbolcular okuyamıyor diye, statlardan İstiklal Marşımızı da kaldırmasınlar...

Bu rezalete "Türk Futbolu" demeyin.

Adını değiştirin...