Şu günlerde hepimizin gündeminde sağlık/sağlıklı beslenme varken; ben de biraz bizim evdeki özellikle babamın sağlıklı beslenme sisteminden bahsetmek istedim bu yazımda...

Babam Alparslan Türkeş, tam 80 yaşında vefat etti ama ayakta vefat etti. Gündüz Amasya il kongresine katılmış, dönüşte Ankara Hilton Oteli'nde bir nişanda yüzük takmış ve eve gelirken arabada aniden fenalaşıp vefat etmişti.

Ben babamı Allah'a çok şükür hiç hasta görmedim. Hiçbir kronik hastalığı yoktu. Sadece dizlerinde hafif bir kireçlenme vardı; onun ağrısı da zaman zaman kendisini rahatsız ederdi.

Babamın son nefesine kadar bu kadar sağlıklı yaşamasının en önemli sebebi sağlıklı beslenmesiydi. Bunda da annemin emeği tabi ki göz ardı edilemez.

Babam, hiç alkol-sigara kullanmamış; asker olması sebebiyle düzenli spor yapmış ve damak zevki de sağlıklı olan bir insandı.

Kıbrıs'ta doğup büyüdüğü için Akdeniz mutfağını severdi... Balık, sebze, meyve, baklagiller, yumurta en sevdiği besin gruplarıydı.

Kırmızı eti çok tercih etmez, tavuğun da göğüs kısmını severdi.

Tatlı yemeyi sevse de ölçülü yerdi... En çok kabak tatlısını ve lokma tatlısını severdi.

Ekmeğini, anneannem ve annem evde özel kepekli undan yaparlardı. İçine çörek otu ve damla sakızı koydurturdu. Kokusu ve tadı hala damağımda...

Zeytinyağını, zeytini ve zeytinyağlı yemekleri çok severdi. Ayvalık, Edremit tarafından özel zeytin, zeytinyağı gelirdi evimize...

Evde yapılan yoğurt ve kefiri çok severdi. Kendisi mutfağa pek girmezdi ama çok güzel yemek tarifi verirdi.

Bunlara ek olarak sabah erken kalkar, soğuk su ile duş alır; muhakkak sarımsak yutardı. Onun üzerine bolca maydanoz yerdi. Çoğunlukla evde yemek yer ya da ev yemeği yerdi. Annem genelde öğlenleri de babama yemek yollardı. Bu arada çok bol taze sıkılmış meyve/sebze suları içerdi.

Çay ve kahve ile arası pek yoktu. Çayı, sütlü içmeyi severdi.

Annemin de (bilenler muhakkak çok vardır) mutfağı çok meşhurdur. Çok titiz çalışır ve çok lezzetli yemek yapar.

Bu arada hakkını teslim etmem gerekiyor; babamın sağlıklı bir ömür sürmesinde emeği çok büyüktür. Babam da bunu hep dile getirirdi.

En önemlisi de huzurlu ve dengeli bir aile-ev hayatı yaşadık ki bu da stresi, gündelik hayatın yorgunluklarını yenmenin tek yolu...

İşte Babam Alparslan Türkeş’in sağlıklı hayatının ipuçları bunlar...

Bunlara ek olarak; babamın en sevdiklerinden ve tarifini kendi verdiği soğanlı poğaçanın nasıl yapıldığını anlatacağım, hatta kendim de yapacağım ve fotoğraflarını sizlerle paylaşacağım.

MALZEMELER:

1- 2 yumurta (1 tanesini bütün, ikincinin akını kullanacağım, sarısını poğaçaların üstüne süreceğim)

3- Bir su bardağından iki parmak eksik zeytinyağı

4- 1 su bardağı yoğurt

5- 2 paket kabartma tozu

6- İki buçuk bardak un (yumuşak bir hamur olacak)

İÇ MALZEMESİ (BURASI BABAMIN TARİFİ)

1- Beyaz peynir

2- İnce kıyılmış maydanoz

3- İnce kıyılmış kuru soğan (hepsini karıştır)

Yoğurduğun hamurdan ufak bezeler koparıp, elinle açıp içini doldur.

Hamuru iki ucundan kapat. Üstüne yumurta sarısı sur ve çörek otu (babam çok severdi) ek...

Afiyet olsun...