Mevsim döndü sonbahara.

Mevsimler dönüyor da milletçe umutlarımız hep kış yalnızlığında...

Hazan mevsiminde siyasetin hazanı çöküyor omuzlarıma.

Motorinin litresi seçim günü 18.64 TL idi. Üzerinden bir mevsim geçti şahlanarak! 40 TL yi aşacak motorin.

Ve mevsim, faiz sebep - enflasyon sonuç anlamsızlığından geri vites atarak geldi. Bilim ve matematik olmaz ekonominin kitabında demek ki deneme ve yanılma yöntemi olurmuş. Bunu da görmüş olduk.

"Enflasyonu tek haneye indireceğiz" vaadini her mevsim duyuyoruz. Özensiz ve iş bilmez bir şekilde idare edilmeye çalışıldığı için enflasyon her haneye indi zaten.

Sürekli düşünüyorum niye her hanede diyanetin bütçesinin dörtte biri yok diye. Sonra şükür etmem gerektiğini hatırlıyorum. Çok şükür yaşıyoruz en azından.

Esasen bunları yazmak istemiyorum. Şiirden edebiyattan felsefeden bir konu bulup daha nitelikli yazılar yazmak istiyorum. Çünkü biliyorum ki bunlar bir süre sonra çöp olacak. Ama çöp dedigimiz de bize ait olan atıklar değil mi?

Gündemi takip ederken yazmak istediğim konular hakkında da okumalar yapıyorum. Onlar da insanların aklını düşüncelerini geliştirmek yönünde olduğu için, güncel olanları düşünüyor ve sorguluyorum. Sonu ızdırap ile biten yürek sıkışmaları...

Her gün alınan yeni kararlar doğrultusunda yaşıyorum bu sıkışmaları.

Milli Eğitim Bakanlığı, okul öncesi eğitimde ücretsiz verilen okul yemeği uygulamasını geçici olarak durdurma kararı aldı.

Hükümet, yeni gelir kapıları arıyor. Bu yıl beklenen bütçe açığı arttı ve yönetim, 1 trilyon lira açık vereceklerini öngörüyor. Yeni vergiler koymak yetmiyor; özelleştirmeler ve Hazine arazi satışları gündemde.

Çocuklarımızın yemeğini kaldırırken, Hazine arazilerindeki satışlar, gelecek kuşakların hakkını da satıyor.

28 Mayıs seçimlerinden sonra, temizlik ürünlerinin KDV'si, benzinin ÖTV'si, arabanın MTV'si ikiye katlandı. Beştepe'nin ışıklarına, makam araçlarının benzinine, korumaların giderlerine bir şey demiyorum. Diyemem itibarınıza bir şey. Bu milletin de devletin itibarına yakışır bir şekilde yaşaması gerektiğini düşünüyorum.

Hazine arazileri satışa çıkarılıp ek vergi ve vergilere zam konacağına vergilerden muaf tutulanlardan, vergi avantajlarından ve ayrıcalıklarından yararlananlardan alınırsa daha doğru olmaz mı?

Geliri artırmadan önce gideri de kısmalısın derdi babam. Ekonominin tüm kurallarını öğretirken...

Gündemdeki İyi Parti - CHP ilişkisini, yerel seçimlerde ittifakı, CHP'nin değişimini düşünmek yerine, Nas ile başlatılan ekonomik adımlar doğrultusunda yoksullaşma ile birlikte toplumun büyük çoğunluğunun açlık sınırında kalma mücadelesini düşündürmek istiyorum.

Yüzde 48'lik muhalefetin yanlışlarıyla bütünüyle meşgul olmak yerine, iktidarın politikasını vaatlerini hatırlayalım. Yaşantımızı, karşılaştığımız her durumu teraziye koyalım. Her geçen günümüzün tansiyonunu ölçelim.

Karl Popper'in "Demokrasi, yanlışları hür eleştirilerle kendi içinde düzeltebilen bir sistemdir" sözünün tesiriyle, zihni ve siyasi mekanizmaları uyandırabilmek ancak düşünmekle mümkündür.

Düşünmek yaşamanın belirtisidir. Düşünmek yol açmaktır. Düşünmek gerçeği bulmaktır.

Bizim tek eksiğimiz düşünmek...