Bize değer vermek zorunda olanlar ile değer vermek zorunda olmayanları iyi belirlememiz gerekiyor.

Bizlere verilen değer, saygı ve hürmet, insan olduğumuzu, birey olduğumuzu hatırlatması açısından onore eder, saygınlık kazandırır, yalnız olmadığımızın hissine erdirir, mutlu eder.

Ailenizin, akrabalarınızın, arkadaşlarınızın, dostlarınızın, size verdiği değer, sizi sevdikleri ölçüdedir. Belki onların bir kısmı fıtrattan dolayı sevgi ve tevazu gösterir, sevmiyorsa da bir mecburiyetleri yoktur. Ama hükümetlerin halkına değer verme gibi bir zorunluluğu vardır.

Almanya'nın bir şehrinde belediyenin yaptığı bir çalışmadan dolayı oluşan gürültü kirliliği ve trafiğin aksamasından oluşan mağduriyeti telafi etmek için uyguladığı yöntem o ülkenin halkına ne kadar değer verdiğini göstermesi açısından çok manidardır.

Belediye, çalışma yapılan cadde üzerindeki sakinlere birer adet zarf gönderiyor. Bu zarfın içerisinde bir not var ve sandığınız gibi "Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz" yazmıyor bu notta.

"Belediye olarak tahmini bir hafta süreceğini düşündüğümüz çalışmadan dolayı oluşan gürültünün sizleri rahatsız ettiğinin farkındayız. Çalışmamız bitene kadar gürültüden rahatsız olan vatandaşlarımız, aşağıda isimleri geçen otellerde ücretsiz olarak ikamet edebilirler."

Yukarıda bahsettiğimiz değer vermek zorunda olanlar kısmına işte bu kurumlar giriyor, en baştakinden en alt kademeye kadar.

İnsan olarak bizi onore eden bu tutumu dini, ırkı, rengi, dili ne olursa olsun her vatandaş hak ediyor ve etmeli.

Çalışana verilen asgari ücretin yeterliliği o alın teri ile emek harcayanlara verilen değerdir. Çalışarak verdiği vergiler ile yapılan köprülerden ücretsiz geçmesini sağlamak, vatandaşın emeğine verilen değerdir. Halkının daha konforlu araçlarda seyahat etmesini sağlamak, yıllarca ödemek zorunda kalmadan kısa sürede bir ev sahibi olabilme avantajları sunmak, halkın parasını kendi yandaşlarına değil de yine halkın refahı için harcamak ve bununla da övünmemek vatandaşa verilen değerdir.

Basit bir grip tedavisi için bile haftalarca hastanelerden randevu alamamak, insanları özel hastanelere mahkum etmek onlara ne kadar değer verilmediğinin bir göstergesidir. Eğitim sisteminin bilinçli bir nesil yetiştirme noktasında yeterli olmaması gençlere verilmeyen değerin bir göstergesidir. İnsanların değerli vakitlerinin on iki saatini çalışmaya ayırmasına rağmen kıt kanaat geçinmeye çalışıyor olması onlara verilmeyen bir değerdir.

Size değer vermeyenlere ne değer verin ne de oy verin. Verdiğiniz takdirde bunun adı yüzsüzlük olur...