Tutarsız davranışları olan hükümet yetkililerine ne kadar güvenebilirsiniz? İktidarın geçmişten bu güne söyledikleri ile yaptıkları birbirine zıt olan davranışları gözlemleyelim.

Dün:

Cumhurbaşkanı, 11 Nisan 2023 Salı günü katıldığı AK Parti Seçim Beyannamesi ve Milletvekili Aday Tanıtım Toplantısı'nda "Kamuda mülakatları kaldıracağız" demişti.

Bugün:

Milli Eğitim Bakanı'ndan öğretmen ataması açıklaması: KPSS yüzde 50, mülakat yüzde 50 "İdeolojik kayırma, asla, kesinlikle olmayacak. Mülakatta hakkaniyetsizlik olmayacak." Velhasıl mülakatlar kaldırılmadı.

Dün:

Cumhurbaşkanı, İlim Yayma Vakfı'nın 20.12. 2021 tarihli İlim Yayma Ödülleri töreninde "Efendim, faizleri düşürüyormuşuz... Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak, nas neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim" demişti.

Bugün:

Erdoğan'ın daha önce Halk Bankasını dolandıran kişi olarak bizlere tanıttığı ve sonrasında ekonomi bakanı olarak atadığı Mehmet Şimşek faizi yüzde 25 seviyesine çıkardı.

Dün:

Rabia işareti Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı tarafından "Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet" anlamıyla kullanılmıştı.

Bugün:

Tek milletten, milletlerin çeşitliliğine geldik.

Cumhurbaşkanı, "Milletin çeşitliliğini ve zenginliğini yansıtan bir anayasa hedefliyoruz."

Dün:

Erdoğan'ın Bulgaristan'ın zulümden kaçan ve Türkiye'ye sığınan 300 bin Türk için ne dedi hatırlayalım:

"Ne dedi Bulgaristan'a? (Turgut Özal'ı kastediyor. Turgut Özal Başbakan.) "Gelin" dedi ya, "Ne kadar varsa gelin" dedi. Tamam güzel, gelin diyorsun ama bak Ahmet, Mehmet asgari ücrete talim ediyor. Ülke insanı aç, kadınını satıyor, kızını satıyor, çalıştırıyor. Sen buna çözüm bulamamışken, "Gelin" diyorsun. Bu Bulgaristan'dan gelen Türkleri nereye yerleştireceksin?"

Bugün:

Sığınmacı Türklerin Türkiye'ye gelmesini istemeyen kişi, Suriyeli, Afganlı savaştan kaçan hainlere milyarlarca dolar yardım yapıp "Kardeşim" diyor.

Dün:

09/10/2002 yılında Cumhurbaşkanı, eşcinsellerin hak ihlali yaşadıkları ve kendi yönetimlerinde herhangi bir ayrıma maruz kalmayacaklarını taahhüt etti.

08/04/2007 yılında AKP hükümetinin onayı ile LGBT Öğrenci Derneği kuruldu.

31/05/2007 yılında İstanbul'da 170 yataklı LGBT oteli açıldı.

29/11/2011 yılında 6251 sayılı LGBT yasası çıkarıldı.

05/04/2013 yılında LGBT, kurumsal olarak sosyal medya platformlarında yerlerini aldı.

02/05/2013 AKP iktidarının onayı ile MEŞCİD (Müslüman Eşcinseller Derneği) kuruldu.

19/09/2014 yılında ETCEP (Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği) AKP iktidarının onayı ile yürürlüğe girdi.

28/06/2015 yılında AKP iktidarının izni ile LGBT onur yürüyüşleri başladı.

23/10/2015 yılında AKP iktidarının onayı ile Türkiye'de LGBT dernek sayısı 22 oldu.

Bugün:

"Onlar (muhalefeti kastederek) LGBT'cidir!" diyor. LGBT'yi kötülüyor.

Dün:

Yıl 2018, "Kira artışları ile ilgileneceğiz."

Bugün:

Yıl 2023, Erdoğan: "Kira fiyatlarındaki akılla, mantıkla, ahlakla izah edilemeyecek artışların önünü keseceğiz."

Kendi kendini şikayet eden bir iktidar ile karşı karşıyayız. Ve bu düre zarfında bu konu ile yapılan hiçbir şey yok, son günlerde kiracı ev sahibi kavgaları, cinayetleri artmasına rağmen .

Dün:

Yıl, 19 Mart 2019

"Ayasofya'yı açmanın bir götürüsü var. Ayasofya'nın açılmasını isteyenler, yurt dışındaki camilerimizin başına ne gelir, hiç düşünüyor mu? Ben bir siyasi lider olarak bu oyuna gelecek kadar istikametimi kaybetmedim."

Bugün: Ayasofya, yabancı turistlere ücretsiz oldu ve namaz saatlerinde müslümanlara açıldı. Ve geçenlerde de tadilata girdi.

"İsveç'i NATO üyeliğine almam" dedikten sonra üyeliğe onay vermesi, Rahip Brunson'u "Vermeyiz" dediği halde teslim etmesi gibi birçok tutarsızlığı yazabiliriz.

En son "dış güçler" diye kötü lanse etttiği küreselciler ile G20 zirvesinde küreselcilerin ekmeğine yağ sürmesi, onlarla iklim kanununu savunmada ve uygulamada iş birliği içinde olması da ayrı bir tutarsızlık.

ABD'nin ekonomiye müdahale ettiğinden yakındığı halde Irak'ta müslümanlarla savaşan ABD askerleri için dua etmesi de ayrı bir tutarsızlık.

Ve 2014 seçimlerinden bu güne kadar her seçimden sonra parti grup konuşmasında Erdoğan, "Ülke olarak yeni bir şahlanışa adım atıyoruz" dediği halde gözle görünür şekilde ülkeyi milli eğitimdeki başarısızlıklardan, tarımın çökmesinden, kültürel yozlaşmadan, vatandaşlık için toprakların satılmasından, ekonomideki sorunlara kadar kötü duruma getirmesi de ayrı bir tutarsızlık.

Yani neresinden tutsanız elinizde kalan bir iktidar var ortada. Ama şunu çok merak ediyorum; bu kadar tutarsız davranışları ve söylemleri olan bir iktidarı bu halk neresinden tutuyor da bırakamıyor?