Gezegenimizde evrensel değerlerin, hukuk, demokrasi, ahlak, insan haklarının zirvesini Batı medeniyeti temsil ediyor. 16. yy.da Batılı milletler Hristiyanlığı eleştiri süzgecinden geçirerek etki sahasını sınırladılar. Ancak bundan sonradır ki bilim ve teknolojide hızla ilerlediler, sanayi devrimi ile de İslam dünyasına ezici bir üstünlük sağladılar.

Batı bu devrimleri yaparken İstanbul'a çöreklenmiş Arap uleması da fen bilimlerini medrese avlusundan dışarı atıyordu. Balkan Savaşları başladığında Arap alimlerinin oluşturduğu gelenek ile İstanbul'daki Medrese hocaları "Sivrisineğin abdest suyuna teması halinde o abdestin geçerli olup olmadığını" tartışıyorlardı.

Müslüman ülkelerde özeleştiri geleneği hiçbir zaman olmadı. O yüzden her başarısızlık dini bir kılıfla örtüldü, Batı'nın bilim ve teknoloji üstünlüğü de "Hristiyan Batı, Haçlı zihniyeti" nitelemeleri ile karalandı. AB tartışmalarında bile iki de bir "Biz Müslümanız, onlar Hristiyan, onlar Haçlı" gerekçelerine sığınıyoruz. Hiç kimse "Evrensel bilime, ahlaka, hukuka, insan haklarına katkımız nedir?" diye kendine sormuyor.

Çağımızda Müslümanlık ile yobazlık neredeyse eş anlamlı hale geldi; bunun sorumlusu da Müslümanlardır.

★★★

Size bir filmden söz edeceğim: Zincirsiz.

Usta yönetmen Quentin Tarantino'nun yazdığı ve yönettiği, 2012 yapımı western filmi.

Film, Amerika'daki köle ticaretini konu alıyor. Zenci kölelerin çektiği acılar, köle tüccarlarının acımasızlığı o kadar başarılı aktarılıyor ki filmi izleyen beyazlara "Bu kadar da olmaz" dedirtebiliyor.

"Bu kadar da olmaz" isyanları ile Amerika, beyaz vahşileri hizaya sokup millet olma sürecinde sinema sanatının bütün gücünü kullanıyor. Tarihe eleştirel bakışın önemi ve faydasını Zincirsiz'de çok net görüyoruz.

Filmi izlerken aklıma geldi; Quentin Tarantino İslam tarihi, Türk, Arap, Fars tarihi ile bir film yapıp yönetseydi, ele aldığı konu da savunulamayacak bir konu olsaydı neler olmazdı, neler?..

Müslüman Doğu tarihi hep övünme sayfaları olarak anlar, eleştirel bakışı da "ihanet" olarak görür.

Osmanlı'da köle ticareti ve Sarayda oğlancılık konusunu Tarantino yazıp yönetseydi, Haliç'te çürütülen Osmanlı Donanmasını konu etseydi kesinlikle derisini yüzüp Suudi Büyükelçiliğindeki Cemal Kaşıkçı gibi asit kazanında eritirdik.

Amerika'da Tarantino ırkçılık karşıtı film yaptığı için övgüler alıyor ve Zincirsiz 425 Milyon Dolar hasılat getiriyor.

İşte Doğu ile Batı toplumları arasındaki fark burada yatıyor: Eleştiriyi ihanet olarak görüp görmemek.

★★★

Okullara yeni bir ders konulmuş. Bakan şöyle tanıtıyor: "Görgü kuralları yani adabı muaşeret dersi."

Bu açıklamada yapılan görgüsüzlük nedir?..

★★★

Tanzimat döneminde gösterilen ilgi veya yardıma "mersi" demek görgü kuralı idi. "Mersi" yerine "sağol gardaş" derseniz "Aha bir köylü daha aramıza katıldı" diye bakarlardı size.

★★★

Gün döndü, devran değişti. Adabı muaşeretçi Arap uşaklarına söyleyin. Türkün vatanında Türklerin Arapça, Farsça kullanması görgüsüzlüğün ta kendisidir.